500 soruda iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı\ için kapak resmi
500 soruda iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı\
Başlık:
500 soruda iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı\
ISBN:
9789750253324
Yayım Bilgisi:
Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2019.
Fiziksel Açıklamalar:
304s. ; 20 cm.
Genel Not:
İş sağlığı ve güvenliği toplumun genelini doğrudan ilgilendiren ve aynı zamanda ulusal ve uluslararası düzeyde ele alınması gereken çok önemli bir konudur. Gelişmiş toplumların en önemli ve öncelikli konusu kişilerin ruh ve beden sağlığını korumaktır. Zira ruh ve beden sağlığı yerinde olmayan bir kişinin kendisine, ailesine, çalıştığı işyerine ve sonuç olarak içinde yaşadığı topluma faydalı olması mümkün değildir. Bu bakımdan sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının oluşturulması, çalışma hayatının öncelikli şartı ve tüm sosyal tarafların ortak sorumluluğudur. İş sağlığı ve güvenliği, çalışanların yaşam hakkının güvencesidir. Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Yaşama hakkı en kutsal haktır. Devletin en temel görevi de kişilerin yaşama hakkını korumaktır. Özellikle devletin, çalışma hayatında sağlık ve güvenliğin korunmasını sağlamak için mevzuat hazırlamak, mevzuatın uygulanmasını sağlamak, farklı mekanizmalar arasında arabuluculuk yapmak ve çalışma hayatını denetlemek gibi görevleri vardır. Çalışma hayatında işyeri ortamı tehlikelerle doludur. İş sağlığı ve güvenliğinde asıl olan henüz bir tehlike oluşmadan, tehlikelerin ve risklerin öngörülebilmesi ve gerekli tedbirlerin alınarak iş kazası ve meslek hastalıklarına meydan verilmemesidir. Bu konuda devletin, işverenlerin ve çalışanların üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi; hatta toplumun bütün kesimlerinde iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşturulması ve yaygınlaştırılması gerekmektedir.
Özet:
İş sağlığı ve güvenliği toplumun genelini doğrudan ilgilendiren ve aynı zamanda ulusal ve uluslararası düzeyde ele alınması gereken çok önemli bir konudur. Gelişmiş toplumların en önemli ve öncelikli konusu kişilerin ruh ve beden sağlığını korumaktır. Zira ruh ve beden sağlığı yerinde olmayan bir kişinin kendisine, ailesine, çalıştığı işyerine ve sonuç olarak içinde yaşadığı topluma faydalı olması mümkün değildir. Bu bakımdan sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının oluşturulması, çalışma hayatının öncelikli şartı ve tüm sosyal tarafların ortak sorumluluğudur. İş sağlığı ve güvenliği, çalışanların yaşam hakkının güvencesidir. Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Yaşama hakkı en kutsal haktır. Devletin en temel görevi de kişilerin yaşama hakkını korumaktır. Özellikle devletin, çalışma hayatında sağlık ve güvenliğin korunmasını sağlamak için mevzuat hazırlamak, mevzuatın uygulanmasını sağlamak, farklı mekanizmalar arasında arabuluculuk yapmak ve çalışma hayatını denetlemek gibi görevleri vardır. Çalışma hayatında işyeri ortamı tehlikelerle doludur. İş sağlığı ve güvenliğinde asıl olan henüz bir tehlike oluşmadan, tehlikelerin ve risklerin öngörülebilmesi ve gerekli tedbirlerin alınarak iş kazası ve meslek hastalıklarına meydan verilmemesidir. Bu konuda devletin, işverenlerin ve çalışanların üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi; hatta toplumun bütün kesimlerinde iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşturulması ve yaygınlaştırılması gerekmektedir.