Mağduru çocuk olan cinsel suçlarda suça sürüklenen çocuk için kapak resmi
Mağduru çocuk olan cinsel suçlarda suça sürüklenen çocuk
Başlık:
Mağduru çocuk olan cinsel suçlarda suça sürüklenen çocuk
ISBN:
9789750272455
Basım Bilgisi:
1. baskı.
Yayım Bilgisi:
Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2021.
Fiziksel Açıklamalar:
219 s. ; 24 cm.
Genel Not:
Çocuklar arasında karşılıklı rızayla gerçekleşen cinsel eylemlerin büyük bir kısmı Türk Ceza Kanunu kapsamında eylemin niteliğine göre çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki veya cinsel taciz suçları kapsamında değerlendirilmekte ve cezai sonuç doğurmaktadır. Karşılaştırmalı hukuktaki eğilim, çocuklar arasındaki cinsel eylemlerde akran cinselliği ile cinsel istismar arasında bir ayrım yapılarak ergenlik veya erken ergenlik çağındaki çocuklar arasında psikolojik ve cinsel gelişim düzeyleri ile uyumlu görünen birtakım cinsel davranışların akran cinselliği olarak nitelendirilmesi ve belli ölçütler dahilinde ceza hukukunun müdahale alanından çıkarılmasına yöneliktir. Türk ceza hukuku bakımından böyle bir ayrımın yapılmamış olması, çocuklar arasında karşılıklı rızayla gerçekleşen cinsel eylemin taraflarından birinin suça sürüklenen çocuk sıfatıyla ciddi bir yargılama süreci geçirmesine ve hatta hapis cezasına kadar varabilen cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır. Mevcut soruna suça sürüklenen çocuk perspektifinden yaklaşmayı amaçlayan bu eserde, çocuklar arasında karşılıklı rızayla gerçekleşen cinsel eylemlerin niteliği ulusal ve uluslararası düzenlemeler, akran cinselliği ve cinsel istismar kavramları çerçevesinde ele alınmış, akran cinselliği olarak değerlendirilmesi önerilen eylemlerin ceza hukukunun müdahale alanında kalmasının suça sürüklenen çocuk açısından sebep olduğu sorunlar ile buna ilişkin çözüm önerileri tartışılmıştır.
Özet:
Çocuklar arasında karşılıklı rızayla gerçekleşen cinsel eylemlerin büyük bir kısmı Türk Ceza Kanunu kapsamında eylemin niteliğine göre çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki veya cinsel taciz suçları kapsamında değerlendirilmekte ve cezai sonuç doğurmaktadır. Karşılaştırmalı hukuktaki eğilim, çocuklar arasındaki cinsel eylemlerde akran cinselliği ile cinsel istismar arasında bir ayrım yapılarak ergenlik veya erken ergenlik çağındaki çocuklar arasında psikolojik ve cinsel gelişim düzeyleri ile uyumlu görünen birtakım cinsel davranışların akran cinselliği olarak nitelendirilmesi ve belli ölçütler dahilinde ceza hukukunun müdahale alanından çıkarılmasına yöneliktir. Türk ceza hukuku bakımından böyle bir ayrımın yapılmamış olması, çocuklar arasında karşılıklı rızayla gerçekleşen cinsel eylemin taraflarından birinin suça sürüklenen çocuk sıfatıyla ciddi bir yargılama süreci geçirmesine ve hatta hapis cezasına kadar varabilen cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır. Mevcut soruna suça sürüklenen çocuk perspektifinden yaklaşmayı amaçlayan bu eserde, çocuklar arasında karşılıklı rızayla gerçekleşen cinsel eylemlerin niteliği ulusal ve uluslararası düzenlemeler, akran cinselliği ve cinsel istismar kavramları çerçevesinde ele alınmış, akran cinselliği olarak değerlendirilmesi önerilen eylemlerin ceza hukukunun müdahale alanında kalmasının suça sürüklenen çocuk açısından sebep olduğu sorunlar ile buna ilişkin çözüm önerileri tartışılmıştır.