Bu kitabın temel konusu olan verimlilik, endüstri devrimi ile birlikte daha çok anılır olsa da insan yaşamının her döneminde var olmuştur. Dört aşamalı endüstri devriminin ilk aşamasında verimlilik ilişkisi temelde üretimin artırılması noktasında düşünülmüş, emek yoğun sektörlerin kitle üretimlerini gerçekleştirebilmeleri için verimliliği artırma metodu olarak, çalışan kişi sayısının ve bu kişilerin çalıştırıldıkları saatlerin artırılması yoluna gidilmiştir. Bu süreçte, emeğin üretimde makinenin bir parçası olarak görülmesi, onun sadece biyolojik açıdan değerlendirilmesine neden olmuştur. Sanayileşme ilerledikçe, insanın sosyolojik ve psikolojik yönleri de dikkate alınarak işgücü verimliliğinin artışı daha bilimsel bir zeminle oluşturulmuştur. Zamanla, insanın makinenin bir parçası olmadığı, duygusal bir varlık olduğu, işgücü verimliliğini artırmak için maddi unsurların yanı sıra manevi unsurların da etkili olduğu anlaşılmıştır